25 Kasım 2016 Cuma

Terkos Pasajı

Selamlar takipçilerim,

Geçen hafta sizinle ruhu olan bir alışveriş adresinden Atlas Pasajından söz etmiştik. Bugün ise yine aynı yerde İstiklaldeki diğer bir pasajımız olan Terkos Pasajından bahsedeceğim.


D’Andria ailesi tarafından 1880’li yıllarda yaptırılan pasajda başta Jorj Ruggieri’nin lokantası yer alıyordu. Aynı dönemde pasajın sahiplerinden Giraud D’Andria ile Michel D’Andria buradaki apartmanlardan birinde oturuyorlardı. 1924’te gelen Georges Dassira ve sonrasında Laszlo Boronkay ise Çardaş adı verdiği lokantayı burada işletti.
Bugün ise her bütçeye uygun ve tanıdık markaların ihraç fazlası ürünlerini bulabileceğiniz Terkos, tam bir moda kazanı gibi. Tünel’e doğru ilerlerken İstiklal’de sağ kolunuzda kalan pasaj şimdilerde alışveriş meraklılarının uğrak yeri. Gece ise Bronx Pi, Beyzade Restoran, Salash Fasıl gibi mekânlar konuklarını ağırlıyor.

Terkos Çıkmazında yer alan bu pasaj, daha o dar sokağa girmenizden itibaren sizi içine çekmeyi başarıyor. Bir anda beyninizde ne demek X markanın 40 lira verdiğim kazağı burada 5 TL gibi sorular canlanabiliyor. Tayt hiç bu fiyata olur mu defosu mu var acaba diye saatlerce bir parçayı elinizde çeviriyorsunuz. İkna olmanız hiç de uzun sürmüyor. Çünkü ürünlerin gerçek kullanıcıları etrafınızda sizinle birlikte alışveriş yapıp kullanıcı yorumu almanızı sağlıyor.
Az laf biraz görsel diyelim...




18 Kasım 2016 Cuma

Atlas Pasajı ;)

Merhaba tatlı okuyucularım,
Bugün sizinle yepyeni bir alışveriş macerası yaşayacağımız, bol çeşitli,çok uygun bir o kadar çılgın, sadece kıyafet değil adeta hayat bulabileceğiniz bir adrese götürüyorum. Taksim'in kalbi İstiklal Caddesinin göbeğinde bir yer...
"Atlas Pasajı"


Atlas Pasajı aslında bana canlı gelen, ruhu olduğuna inandığım bir mekan. Hikayesini çok araştırdığım, okumaktan keyif aldığım bir yazıyı öncelikle paylaşmak isterim.
Mevcut bina İstiklal Caddesinde bulunan tarihi yapı ve sonradan 1980’lerde arka tarafına inşa edilen yeni yapı olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Ana bina 5 Haziran 1870 yılında çıkan yangın sonrasında inşa edilmiştir.
Söz konusu yangında Beyoğlu ve Galata semtlerinde çok sayıda bina kül olmuş, yüzlerce insan da yanarak ölmüştür.
Günümüzde Atlas Pasajı olarak bilinen bina da bu üzücü olaydan sonra Sultan Abdülaziz zamanında Agop Köçeoğlu adlı Ermeni bir Osmanlı vatandaşı iş adamı-banker tarafından kışlık ev olarak yaptırılmıştır.
Binanın günümüzde pasaj olarak kullanılan zemin katının (B Blok) o yıllarda cins atların bakıldığı at ahırı olduğu, sonraki yıllarda ise at cambazhanesine dönüştürüldüğü bilinmektedir.
Yıllar ilerledikçe günün ihtiyaçları doğrultusunda binanın mimari yapısında da değişikliklere gidilmiş ve muhtemelen yine Agop Köçeoğlu veya varisleri tarafından B bloğa bitişik inşaat yapılarak asıl bina ile birleştirilmiştir.
1932 yılından sonra ise bina yeniden tamir ve onarımdan geçirilerek bir eğlence ve sanat merkezine dönüştürülmüştür. Bu yıllardan sonra B blokta yeniden kapsamlı ilave ve onarımlar yapılmıştır. Daha sonra sırasıyla 1948 yılında 1860 kişilik kapasite ve 35 loca ile Beyoğlu’nun en büyük sinemalarından bir olan Atlas sineması, yine 1948 yılında Kulis Bar-Restoran ve 1951 yılında Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nden istifa eden Muhsin Ertuğrul tarafından, Yapı Kredi Bankası’nın da kurucusu olan Kâzım Taşkent’in de katkılarıyla Küçük Sahne diye bilinen ve 300 kişi civarında kapasitesi olan tiyatro salonu hizmete açılmıştır. Ulusal sanat tarihimize adını altın harflerle yazdırmış pek çok tiyatro sanatçımız bu sahnede bilgi ve becerilerini geliştirmiştir.


Peki burada neler bulabiliriz?
-Kıyafet
-Kostüm
-Peruk
-Ayakkabı
-Takı
-Hediyelik eşya
-Ev aksesuarları 
Fiyat soracak olursanız.... Piyasanın yarısı ;)

4 Kasım 2016 Cuma

Sosyete Pazarı

Merhaba sevgili okuyucularım,

  Bugün de hem geziyoruz hem de alışveriş yapıyoruz. En uygun fiyatlarla, tam bize göre öğrenci ayarında yerler, tabi ki de benim blogumda.

  Hepimiz çocukluğumuzda annelerimizle birlikte çarşı pazar travmaları yaşamışızdır. Bu çoğu zaman mahalle pazarımızda  kaybolmalar şeklinde  hatırımızda iz bırakmıştır. O dönemden bu döneme nasıl geldik anlamadım açıkçası. Daha dün gibi gözümün önündeki annemi kaybedip pazarın ortasında anne değil polis diye ağlamam. Çünkü bana böyle tembih edilmişti. Bir şey olursa önce polisi bul. Uzun bir pazarlara küsme döneminden sonra şuan da kendi ilçem ve çevre ilçelerdeki tüm sosyete pazarı adres ve günlerini ezbere biliyorum. Bunlardan en bilineni;Bakırköy Cumartesi Pazarı, Fındıkzade Cuma  Pazarı, Yeşilköy Çarşamba Pazarı, Rami Pazarı, Bahçeşehir Pazarı, Kadıköy Salı Pazarı...

  Sosyete Pazarları geçen haftaki konum olan Çilek Sokağın daha kapsamlı, daha büyük ve daha çok katılımcısı olan mekanlardır. Hemen hemen her ilçede bulunuyor. Pazar diye çok ucuz bir mekan olduğunu düşünmeyin öncelikle. Ama her keseye uygun ürünler mevcut. Kimi zaman Chanel  marka satan bir tezgaha gidiyorsunuz bilmem kaç bin liradan bahsediliyor. Yok artık diye bir iç geçiriyorsunuz. Gözlerinizden anlayan satıcı ise size birebir replikasını 100 lira gibi bir fiyat söylüyor.

   Sosyete pazarlarımız semtlerimizin bir çeşit alış veriş merkezi kıvamındadır. Ayakkabıdan giysiye, aksesuardan peruklara her şeyi burada bulabilmeniz mümkün. Ayrıca çoğu tezgahların giyinme kabinleri bile mevcut. Sezonda gördüğünüz tüm ürünlerin birebir replikası veya aynısını yarı yarıya bulmak mümkün.

   Sosyete pazarlarının diğer bir yüzü ise pazarcıların sosyal medyayı ve televizyonları yakından takip etmesidir. Bunu müşteri çekmek için söylediği sloganlardan anlayabiliyoruz. "Bihterin parfümü geldi, Fatmagül’ün çılgın yengesi hırçın Mukaddes’in eski aşkına kaçarken sürdüğü fondötene gelll…Çağatay Ulusoy da buradan giyiniyor. Elmalarım Twitter’da TT oldu alsanaaaaaaa!

  Kalabalık sevenlere, ben tezgah karıştırabilirim, pazarcı sloganıyla neşemi bulurum diyenlere ve en önemlisi benim gibi pazardaki hazır yemek bölümünü sevenlere öneriyorum. Çıkın çıkın gidin :)