Bugün alışveriş konusunda hep çekimser kaldığım, aslında ne kadar yanıldığımı sonradan anladığım bir mekan hakkında yazmak istiyorum. Bugünkü seçilmiş mekan "Kapalı Çarşı". Nedense kulaklarımda "dın dın dın next station Grand Bazaar" anonsu yankılandı :)
Sebepsiz bir biçimde çocukluğumda bilinçaltımın bir yerlerine kazınmış, Kapalı Çarşı pahalıdır. Turistlerin uğrak olduğu alışveriş mekanı olduğu için en kalitelisi ama en pahalısı buradadır düşüncesine kendimi kaptırmış gidiyordum. Ta ki günlerden bir gün deri kaplı bir deftere ihtiyaç duyana kadar. Özel olmasını istediğim içine en özel yaşanmışlıklarımı yazacağım bu defter için internette uzun soluklu bir araştırmaya başladım. Nedense bulduklarım beni bir türlü tatmin etmiyordu. Sahaflar çarşısına gittim. Sahafçılara tek tek girip istediğim defteri aşağı yukarı anlattım. Burada bulamayacağımı ancak Kapalı Çarşıdaki deri satan hediyelik eşyacılara bakmamı söylediler. Aynı düşünceler beni elbette ki sardı. Şimdi burası Kapalı Çarşı açılışı 100 TL desek deri kaplıysa 300 TL turist çoksa 500 TL diye düşünürken bir anda daldım Kapalı Çarşının içine. O şıkır şıkır vitrinler... Beni benden aldı. Ancak bütçesiz bir öğrenci olduğumdan kuzu kuzu uzaktan bakmayla yetindim ŞİMDİLİK :P
Hazır bu kadar konunun içine girmişken Kapalı Çarşı hakkında kısa bir tarihi bilgi geçelim;
"Kapalıçarşı,İstabul kentinin merkezinde
Beyazıt, Nuruosmaniye ve Mercan semtlerinin ortasında yer alan dünyanın en büyük çarşısı ve en eski kapalı çarşılarından biridir. Kapalıçarşı'da yaklaşık 4.000 dükkan bulunmaktadır ve bu dükkanlarda toplam çalışan sayısı yaklaşık 25.000'dir. Gün içerisindeki en yoğun zamanlarında içinde yarım milyona yakın insan barındırdığı söylenir.Yılda 91 milyon turisti ağırlayan çarşı, dünyanın en fazla ziyaret edilen turistik mekanıdır.
Kapalıçarşı'nın çekirdeğini oluşturan iki bedestenden İç Bedesten yani Cevahir Bedesteni müellifler arasında tartışmalı olmakla beraber büyük olasılıkla Bizans'tan kalma bir yapı olup 48 m x 36 m ölçülerindedir. Yeni Bedesten ise 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Kapalıçarşı'nın ikinci önemli yapısıdır ve Sandal Bedesteni olarak anılmaktadır. Burada bir yolu pamuk bir yolu ipekten dokunan ve Sandal adı verilen kumaş satıldığı için Sandal Bedesteni ismi verilmiştir.Fatih Sultan Mehmet'in Kapalıçarşı'nın inşaatına başladığı yıl olan 1460 Kapalıçarşı'nın kuruluş yılı olarak kabul görmüştür. Asıl büyük çarşı ise Kanuni Sultan Süleyman tarafından ahşap olarak inşa ettirilmiştir.Dev ölçülü bir labirent gibi, 30.700 metrekarede 66 kadar sokağı, 4.000 kadar dükkânı ile Kapalıçarşı, İstanbul’un görülmesi gereken, benzersiz bir merkezidir. Adeta bir şehri andıran, bütünü ile örtülü bu site zaman içerisinde gelişip büyümüştür. İçinde son zamanlara kadar 5 cami, 1 mektep, 7 çeşme, 10 kuyu, 1 sebil, 1 şadırvan, 24 kapı, 17 han bulunmaktaydı.15. yüzyıldan kalan kalın duvarlı, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapının etrafı sonraki yüzyıllarda, gelişen sokakların üzerleri örtülerek, ekler yapılarak bir alışveriş merkezi haline gelmiştir.
Geçmişte burası her sokağında belirli mesleklerin yer aldığı ve bunların da, el işi imalatının sıkı denetim altında bulundurulduğu, ticari ahlak ve törelere çok saygı gösterilen bir çarşı idi. Her türlü değerli kumaş, mücevherat, silah, antika eşya, konusunda nesillerce uzmanlaşmış aileler tarafından, tam bir güven içinde satışa sunulurdu. Geçen yüzyılın sonlarında deprem ve birkaç büyük yangın geçiren Kapalıçarşı eskisi gibi onarılmışsa da, geçmişteki özellikleri değişikliğe uğramıştır.Bütün dükkânların genişliği aynı olacak şekilde inşa edilmiştir. Her sokakta ayrı ürünün ustaları loncalar halinde bulunurdu. Satıcılar arasında rekâbet kesinlikle yasaktı. Hatta bir usta, tezgâhını dükkânın önüne çıkarıp kalabalığa göstererek ürün işleyemezdi. Ürünlere devletin belirlediğinden yüksek fiyat konulamazdı."
Böyle mükemmel bir hikayesi olan mekana, böyle ahlaktan gelme zanaatkarların olduğu alana girmek beni gerçekten heycanlandırmıştı. Sanırım en son çok küçük yaşlarda girmiştim bu tarihi yapıya. İçerde her şeyi ama her şeyi bulmak mümkün. Fiyatlar deseniz tamam çok ucuz olmayabilir ama herkesin cebine bütçesine hitap edecek şeyleri bulmak mümkün. Hele ki ülkemizde son yaşanan üzücü terör olaylarından sonra turistlerin gelmemesiyle birlikte maalesef ki buradaki esnaf dükkanlarını kapatmaya ellerinde bulunan ürünleri zararına satmaya başlamıştır. Kendimiz için bir fırsat esnaflar için aslında belki iç satışlardan piyasada bir kıpırtılanma söz konusu olabilir.
Bu arada aradığım o özel defteri buldum. Deri kaplı, eskitilmiş yapraklarıyla o mükemmel defter artık benim. Sıkı bir pazarlık sayesinde 55 TL gibi bir fiyata aldım.
Bu arada inanmayacaksınız ama içeride ithal spor ayakkabıları ve her ne kadar karşı gibi gözüksek de bütçemize en uygun olan fake marka spor ayakkabıları satılıyor. İnanamayacağınız fiyatlara....